
Film konusunu Dark Horse için Victor Santos tarafından hazırlanmış Polar adlı çizgi romandan almıştır: Dünyanın neredeyse en iyi suikastçısı olan Duncan Vizla yani Mads Mickelsen, namı diğer Kara Kaiser artık emekli olmak istediği için hiç bir iş almıyordur. Fakat son bir iş yapmak için işvereni Mark tarafından emri vaki yapılarak kiralanan Duncan Vizla tekrar kendini bir oyunun içine çekilmiş bulur. Fakat bu oyun aslında ona oynanmıştır. Şirketi daha genç suikastçileri üzerine salarak onu ortadan kaldırılmak istemektedir. Bunun yanısıra Duncan Vizla’nın bir türlü aklından çıkaramadığı dramatik bir olay onu derinden sarsmıştır. Filmin yönetmenliğini Jonas Akerlund yapmıştır.
Yönetmen Jonas Akerlund’un eski işlerine baktığımızda genelde müzisyenlere klipler yapmış bir yönetmen görüyoruz. Rammstein, Maroon 5, Lady Gaga, U2, Madonna gibi bir çok müzisyenle çalışmıştır. Filmin tam ve yüksek kalitede kopyası Netflix’teki resmi çıkış tarihinden yaklaşık bir hafta önce internete sızdırıldı. Yani tam anlamıyla orjinal ve HD kalitede insanlar online olarak filmi izleyebildi. Bundan dolayı şirketin zarar görüp görmediğini bilmiyorum. Belkide bir PR çalışması da olabilir diye düşünüyorum.
DUNCAN VIZLA THE BLACK KAİSER
SİGARANIN ONU ÖLDÜRMEYECEĞİNİ ANLAMIŞ
Duncan Vizla rolüyle Mads Mickelsen tüm film boyunca 11 adet sigara içmiştir. Filmi izleyen için sanırım sigara sahneleri çok gibi gelsede aslında o kadar fazla sigara içmiyormuş ünlü aktör. Filmden bir replik: -Vivian: Sigarayı bıraktığını duydum. -Kara Kaiser: Anladım ki, sigara beni öldürmeyecek.
FİLMDEKİ İŞKENCE SAHNELERİ İÇİN KAMERA ARKASINDAYDI
İŞİN DOĞRU YAPILMASI ADINA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU.
Richard Dreyfuss filmdeki işkence sahnelerini bizzat kendisi yönetti. Nedenini soranlara işin gerçekten doğru yapıldığından emin olmak istiyorum dedi. Aslında bir yönden haklıydı sanırım. Genelde müzisyenlerin kliplerine yönetmenlik yapmış Jonas Akerlund için bu tarz bir film yeni bir deneyim sayılabilirdi.
POLAR SON DÖNEMLERİN TRENDİNİ
TAKİP EDEN JHON WICK TARZINDA
Aksiyon, suç, gerilim, biraz dram arayanlar için aslında fena film değil. Gayet izlenilebilir ve iyi bir hikayeye sahip. Ama bu tarz klişe filmlerin klişe yönetmeni olarak aklıma ilk gelen isim kesinlikle Tarantino olmuştur. Filmde bazı sahneler söylemem gerekiyorki erotiğin hafif üzerinde seyrediyor. Ayrıca uzun uzadıya işkence sahneleride bazen insanı yoruyor. Bitsede artık kurtulsak, asıl mevzuya girsek diye içinizden gerçirebiliyorsunuz. Dolayısıyla pek öyle aile ile seyredilebilecek bir film değil. Fakat film yaşça belli bir seviyenin üzerinde olan izleyiciyi gayet tatmin edecek düzeyde. Spoiler vermeden gayet tatmin edecek bir filmle seyirciyi zevkin doruklarına çıkarıyor. Son dönemlerde trend haline gelen Hitman, Jhon Wick gibi serilerin ardından sinemadan önce internete sızmasıyla şaşırtıcı derecede yüksek çözünürlükte izleme şansı bulan bende büyük bir şaşkınlık uyandırdı. İyi seyirler diliyorum.

İlginizi Çekebilir.
MODANIN BİZİ GÖTÜRDÜĞÜ YER
Modanın Bizi Götürdüğü Yer Ülkenin son zamanlarda ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerinden biriside hazır giyim olmuştur. Dolayısıyla piyasada dar paça pantolonun altına, babet çorapla loafer ayakkabı giyen, Osmanlı tuğrası gümüş yüzük takan Hacivat sakallı,...
ALMANYA BİZİ KISKANIYORMUŞ
Bir dönem çok meşhurdu bu popülist açıklama ama şimdilerde unutuldu.
UMBERTO D.
Yaşlı emekli devlet memuru olan Umberto Ferrari, emekliler tarafından düzenlenen bir politik sokak gösterisine katılıyor.
Güncel içeriklerden haberdar olmak isterseniz takip ediniz.
Henüz Karar vermedim
Garip yazılar
Bize Katılın
Posta listesine abone olabilirsiniz.
Takip Edin
Burasıda sosyal medya